Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun bağışıklık sisteminin bir parçası olan lenfatik sistemde gelişen kanser türlerinin genel adıdır. Hodgkin lenfomadan farklı olarak, NHL’de Reed-Sternberg hücreleri bulunmaz ve birçok alt tipe ayrılır. Her bir alt tipin seyri, tedaviye yanıtı ve prognozu farklılık gösterebilir. Bu yazıda NHL’nin tarihçesinden belirtilerine, tanısından tedaviye kadar tüm yönlerini detaylı biçimde ele alıyoruz.
Non-Hodgkin lenfoma ilk olarak 19. yüzyılda tanımlandı. 1832 yılında Dr. Thomas Hodgkin, lenf dokusundaki anormal büyümeyi tarif etti ve bu, daha sonra “Hodgkin lenfoma” olarak adlandırıldı. Ancak 1956 yılında Henry Rappaport, Hodgkin ve Non-Hodgkin lenfomalar arasındaki farkı belirleyerek tıbbi literatürde yeni bir sınıflandırma oluşturdu. Bu, doğru tanı ve etkili tedavi protokollerinin gelişmesine büyük katkı sağladı.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, Non-Hodgkin lenfoma tüm kanserlerin yaklaşık %4’ünü oluşturur. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 544.000 yeni vaka teşhis edilmekte ve 259.000 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Hastalık en sık 60 yaş üzerindeki bireylerde görülse de her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Tanı olanaklarının artması ve çevresel faktörlerin etkisiyle görülme sıklığı yıllar içinde yükselmiştir.
Non-Hodgkin lenfomanın kesin nedeni bilinmemekle birlikte bazı risk faktörleri hastalığın gelişme olasılığını artırmaktadır:
Bağışıklık sisteminin zayıflığı: HIV/AIDS, organ nakli sonrası kullanılan ilaçlar veya otoimmün hastalıklar.
Enfeksiyonlar: Epstein-Barr virüsü (EBV), Hepatit C virüsü (HCV), İnsan T lenfotropik virüsü (HTLV-1) ve Helicobacter pylori bakterisi.
Genetik yatkınlık: Ailede lenfoma öyküsü olması.
Çevresel etkenler: Pestisit, herbisit ve radyasyona uzun süreli maruz kalma.
Non-Hodgkin lenfomanın belirtileri genellikle hastalığın tipine ve vücuttaki yerine bağlı olarak değişir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
Ağrısız lenf bezi şişlikleri (boyun, koltuk altı, kasık)
Sürekli yorgunluk ve halsizlik
Nedensiz kilo kaybı
Gece terlemeleri
Ateş ve titreme
Tekrarlayan enfeksiyonlar
Karın ağrısı veya karında şişlik
Göğüs ağrısı ya da nefes darlığı
Doğru tanı koymak, uygun tedavi planı oluşturmak açısından hayati önem taşır. Tanıda şu yöntemler kullanılır:
Fizik muayene: Lenf bezlerinde şişlik, karaciğer ve dalak büyüklüğünün kontrolü.
Kan testleri: Tam kan sayımı (CBC), LDH düzeyi, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri.
Biyopsi: Şüpheli lenf bezinden örnek alınarak mikroskop altında incelenir.
Görüntüleme yöntemleri: Bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve PET taraması.
Kemik iliği biyopsisi: Kanserin kemik iliğine yayılıp yayılmadığını belirlemek için yapılır.
Tedavi, lenfomanın tipi, evresi, hastanın yaşı ve genel sağlık durumuna göre planlanır. Günümüzde kullanılan başlıca tedavi yöntemleri:
Kemoterapi: En yaygın ve temel tedavi yöntemidir.
Radyoterapi: Belirli bölgelerdeki tümörleri küçültmek için uygulanır.
İmmünoterapi: Kanser hücrelerini hedef alan monoklonal antikorlar (örneğin Rituksimab).
Hedefe yönelik tedavi: Sadece kanserli hücrelerin büyümesini engelleyen özel ilaçlar.
Kök hücre nakli: İleri evre veya tekrarlayan vakalarda kullanılır.
Non-Hodgkin lenfomanın seyri büyük ölçüde tipine, evresine ve hastanın genel durumuna bağlıdır. Genel olarak 5 yıllık sağkalım oranı %73 civarındadır.
Foliküler lenfoma gibi yavaş ilerleyen tiplerde bu oran %85’in üzerindedir. Ancak agresif türlerde (örneğin Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma) oran %60–70 arasında değişir.
NHL’yi tamamen önlemek mümkün olmasa da riski azaltmak için şu adımlar atılabilir:
Pestisit, kimyasal madde ve radyasyona maruziyeti azaltmak.
HIV ve Hepatit C enfeksiyonlarının erken tanı ve tedavisi.
Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve güçlü bir bağışıklık sistemi.
Yüksek risk grubundaki bireylerde düzenli sağlık kontrolleri.
Son yıllarda CAR-T hücre tedavisi gibi yenilikçi immünoterapiler, ileri evre ve tedaviye dirençli hastalarda umut verici sonuçlar göstermektedir. Araştırmalar, tedavi etkinliğini artırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla devam etmektedir.
Non-Hodgkin lenfoma, farklı alt türleri ve karmaşık seyriyle dikkat çeken bir hastalıktır. Ancak erken teşhis, bilinçli takip ve doğru tedaviyle birçok hasta uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürdürebilmektedir. Farkındalık, erken tanı ve tıbbi ilerlemelerle bu hastalıkla mücadelede başarı oranı giderek artmaktadır.
Bizimle İletişime Geçin