Meme kanseri, dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir. Bazı durumlarda, bu hastalık vücudun diğer bölgelerine, özellikle de beyne metastaz yapabilir. Beyin metastazları, hem yaşam kalitesini hem de tedavi sürecini zorlaştıran ciddi bir durumdur.
Günümüzde ise tıp teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, radyocerrahi (stereotaktik radyocerrahi – SRS) adı verilen modern ve etkili bir yöntem, bu tür metastazların tedavisinde umut verici sonuçlar sunmaktadır.
Bu yazıda, radyocerrahinin ne olduğunu, kimler için uygun olduğunu, sağladığı avantajları ve hastaların bilmesi gereken diğer önemli noktaları ele alıyoruz.
Radyocerrahi, adında “cerrahi” kelimesi geçmesine rağmen aslında ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemde yüksek dozda radyasyon, gelişmiş görüntüleme teknikleri kullanılarak beyin tümörüne veya metastaza milimetrik hassasiyetle yönlendirilir.
Amaç, kanserli hücreleri yok ederken sağlıklı beyin dokusuna en az hasarı vermektir.
Meme kanserinin beyne yayılması durumunda radyocerrahi, tümörün büyümesini durdurmak, nörolojik belirtileri azaltmak ve hastanın genel yaşam kalitesini artırmak için etkili bir seçenektir.
Radyocerrahi, meme kanseri metastazı olan hastalar için belirli koşullarda önerilir:
Küçük veya orta boyutlu tümörler: Genellikle 3 cm’den küçük tümörlerde en etkili sonuç alınır.
Sınırlı sayıda metastaz: Çoğu hasta 3–4 beyin metastazına kadar radyocerrahiden fayda görür.
Zor ulaşılabilir bölgelerdeki tümörler: Ameliyatın riskli olduğu beyin bölgelerindeki metastazlar için radyocerrahi en güvenli yöntemdir.
Daha önce tedavi görmüş hastalar: Cerrahi veya radyoterapi sonrası tekrarlayan tümörlerde ek bir seçenek olarak uygulanabilir.
Uygunluk, detaylı bir beyin MR veya BT incelemesiyle uzman hekim tarafından değerlendirilir.
Radyocerrahi, klasik cerrahi veya beyin radyoterapisine kıyasla birçok avantaja sahiptir:
Radyocerrahi kesiksiz ve tamamen ağrısız bir tedavidir. Enfeksiyon riski yoktur ve hastalar genellikle aynı gün taburcu edilir.
Gelişmiş görüntüleme sistemleri sayesinde radyasyon sadece hedeflenen tümöre odaklanır, çevredeki sağlıklı beyin dokusu korunur. Bu da bilişsel ve nörolojik yan etkilerin minimuma inmesini sağlar.
Klasik radyoterapide haftalar süren tedavi süreci, radyocerrahide çoğu zaman tek seansta tamamlanabilir. Bu da hasta ve yakınları için büyük bir konfor sağlar.
Klinik çalışmalar, radyocerrahinin beyin metastazlarında yüksek başarı oranlarına sahip olduğunu göstermektedir. Tedavi sonrası hastaların nörolojik fonksiyonları iyileşir, yaşam kalitesi artar.
Tedavi öncesinde radyasyon onkoloğu, beyin cerrahı ve medikal fizik uzmanından oluşan bir ekip planlama yapar. Görüntüleme sonuçlarına göre tümörün tam konumu belirlenir ve ışınlama haritası hazırlanır.
Seans sırasında hasta konforlu bir şekilde yatarken, cihaz mikron düzeyinde hassasiyetle radyasyonu yönlendirir. İşlem genellikle 10–15 dakika sürer.
Tedavi sonrası hastalar hemen normal yaşamlarına dönebilir.
Tedaviden sonra düzenli MR kontrolleriyle sonuçlar değerlendirilir.
Bazı durumlarda, sistemik tedaviler (kemoterapi, hormon tedavisi, akıllı ilaçlar vb.) radyocerrahi ile birlikte planlanabilir.
Amaç, hem beyindeki metastazları hem de vücuttaki diğer olası odakları kontrol altında tutmaktır.
Radyocerrahi, meme kanserinin beyne yayılması durumunda etkili, güvenli ve konforlu bir tedavi yöntemidir.
Yüksek doğruluk payı ve minimal yan etkileri sayesinde hastaların hem yaşam süresini hem de yaşam kalitesini artırma potansiyeline sahiptir.
Her hasta özeldir, bu nedenle tedavi seçimi mutlaka multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilmelidir.
Bizimle İletişime Geçin